SOĞUK
DÖVME NAMLU
Neden bir ateşli silah için soğuk dövme namluya ihtiyacınız var? Ateş oranı
yüksek bir makineli tüfeğiniz varsa, ihtiyacınız var demektir.
Alman yapımı MG-42 makineli tüfek, soğuk çekiç dövme namlu kullanan bir
ateşli silah örneğidir. Silahın dakikada yaklaşık 1200 mermi atım kapasitesi
vardır, bu yüzden atış esnasında namluları bitirir. Almanların bu namluya çok ihtiyacı
vardı ve çok hızlı bir şekilde üretebilmeleri gerekiyordu.
Bu silahın başka öne çıkan özellikleri var mı bilmiyorum ancak namlu iç
kaplaması genellikle çok iyi olduğundan, bunlar oldukça iyiler.
Soğuk çekiç dövme işleminin çelikte yarattığı gerilme miktarı muazzamdır ve
namlunun tamamlanmasından ve hizmete sunulmasından önce gerilmeyi gidermek için
namlunun ısıl işlem görmesi gerekir. Bununla birlikte, çekiç dövme işleminde,
çeliğin ve namlunun iç kesiminin özellikle yivlerin sertleşme işlemine tabi
tutulması ile oldukça sert ve dayanıklı yapılabilir.
Bir makineli
tüfek için stresi alınmış ve sertleştirilmiş bir namlu çok önemlidir ve
genellikle sert kromla yapılır. Bir soğuk dövme namlunun üreticiye en büyük
avantajı, böyle bir namluyla donatılmış tüfeğe ihtiyacı olan son kullanıcıların
çok olmasıdır.
Soğuk dövme namlu
nasıl üretilir?
Üretimi hızlandırma adına Alman
mühendisler, makineli tüfek namlusunu şekillendirmek için çekiç dövme işlemine
başladılar. İlginç bir şekilde, Remington birkaç yıl sonra ters bir yaklaşımla
namluyu içten dışa doğru zorlayan button rifling tekniğini geliştirdi. Bu iki
farklı metot, iki namlu tipinin davranışında büyük rol oynamaktadır.
Bu arayışların sonucu olarak Avusturya’da 1946’da soğuk dövme namlu üretim
makineleri üretildi. Avrupalı silah üreticileri savaştan hemen sonra bu
teknolojileri kullanmaya başlarken Amerika 1060lara kadar namlu üretim
teknolojileri ile ilgilenmedi.
Bildiğimiz kadarıyla ABD’de soğuk dövme metodunu ilk kullanan TRW dir ve
bunu M14 tüfeği üretiminde kullanmıştır. RW ateşli silah üretici değildir ancak
onun seçilmesine etki eden faktör havacılık ve otomotive parçası makineleri
üreticisi olmasıdır.
Ordudonatım subayları TRW’nin otomotive parçaları kitlesel üretim metodunu
kullanarak daha düşük maliyetli ve çok kaliteli namlu üretilebileceğine
inandılar ve TRW’yi ikna etmeyi başardılar.
Bugün Sturm, Ruger şirketleri 6 adet namlu üretim makinesi ile askeri ve
sivil amaçlı namlu üretimi gerçekleştirmektedir. Remington bu şirketlerden daha
fazla makineye sahip olup üretimlerine devam etmektedir. ABD’de 20 civarında
soğuk dövme makinesi halen aktif olarak namlu üretimi yapmaktadır. Makinelerin her biri bir milyon USD
civarındadır.
Basit bir matematik hesabıyla son 20 yıl içinde ABD’ye ihraç edilen soğuk
dövme makinelerinin toplam bedeli 20 milyon USD bulmaktadır. Ancak ABD’liler
için namlu üretiminden ziyade her gün kilometrece kullanılan araç yedek parça
üretimi daha cazip gelmektedir. Bu makinelerle elde edilebilecek hassasiyet çok
üst seviyededir.
Namluyu mandrelde şekillendirmek oldukça kaba bir işlem gibi görünse de,
süreç aslında biraz incelik gerektiriyor. İnce kısımlar, yiv ve set boyutlarının olağanüstü kontrolünü sağlar.
Örneğin, mandrel konik hale getirilir ve dövme sırasında namlu uzunluğu boyunca
hareket ettirilebilir.
İlk önce, mandrelin namlu içinde tam olarak konumlandırılmasıyla, 0.0001 inç
gibi bir hassasiyetle belirli bir genişlik elde edilebilir.
İkincisi, dövme sırasında mandrenin konumunu ayarlayarak, operatör konik
bir delik oluşturabilir.
Bu bize Alman savaş sanayinin II.Dünya savaşı esnasında konik delikli ve
sıkma delikli namluları nasıl ürettiğini göstermektedir. Aslında, üretim
bantlarında yüksek hızlı kinetik enerji turları ile tungsten-karbür delici kullanarak
sıkma delikli namlu ürettiler.
Çok ilginç görüntülerden biri de alet üreticilerinin çekiçlerin aşınmış
yüzeylerini yeniden yapılandırmak ve eski haline getirmek için bir yüzey
taşlama aleti kullanmalarıdır. Çekiçlerin her 1000 üretiminden sonra bakıma
ihtiyaç gösterirler.
Bu devasa dövme makinelerinin çelik çubukları şekillendirerek top ve tank
namlusuna dönüştürmesi gerçekten etkileyici bir işlemdir.
Bu sürecin güçlü yanları hız ve doğruluktur
ve bu teknolojiyi kullanmanın önündeki en büyük engel, elbette, son derece
pahalı olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder