11 Ekim 2018 Perşembe

Güncel Ekonomik Durum Özeti-5

GÜNCEL EKONOMİK DURUM ÖZETİ-5
YENİK KOMUTAN BARIŞ ANLAŞMASINI İMZALAMAYA HAZIRDI Kİ…
“Ekonomik krizi ateşleyen elleri kıracağını” söyleyen Erdoğan, çok geçmeden McKinsey’i çağırmak zorunda kaldı. Yeni Ekonomik Program çerçevesinde, danışmanlık hizmeti veren McKinsey, 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu Maliyet ve Dönüşüm Ofisi üzerinden ekonomik ve siyasi kararlarımızı kontrol edecek, denetleyecek ve tavsiyelerde (yaptırımlar) bulunacaktı.
McKinsey, 24 Ocak Kararları’nın mimarıydı. 1985-87 yıllarında AB’ye başvurduğumuzda, bize danışmanlık yapmıştı. 1990'lı yıllardan itibaren de özellikle bankacılık ve özelleştirme alanında devletin farklı birimlerine tavsiyelerde bulunuyordu. 1995’de kurulan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın akıl hocasıydı. 2001 Ekonomik krizinde Derviş yanında McKinsey’i getirmişti. Batık bankaların borçlarının milletin sırtına yüklenmesi için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) yol gösterdi. Anlayacağınız bugün yaşadığımız krizin taşlarını döşeyen, McKinsey, galip gelen uluslararası sermaye ve büyük devletlerin temsilcisi olarak savaş tazminatını tahsil etmek adına bir kez daha kapımıza dayanmıştı.
McKinsey’in gelişi ülke çapında büyük infial yarattı. Yandaşlar bile Duyunu Umumiye’den bahseder olmuştu. Kamuoyunun hafızası tazelenmeye başlamıştı. Erdoğan’ın meydan okuduğu odaklar tarafından boyun eğmeye mecbur edildiği her an açığa çıkabilir, yenilmiş ve tükenmiş bir lider olduğu algısı hızla yayılabilirdi. İşte bu panik havasında muhtemeldir ki Türk milletini daha fazla uyandırmama adına çekilme kararı önce McKinsey’den geldi.
Peki kriz bitti mi? Ne yazık ki ülke ekonomisi yanlış temeller üzerine oturtulduğu için kriz derinleşerek devam edecek. Erdoğan’ın siyasi geleceğini kurtarmak adına yeni borçlar bulmaktan başka çaresi yok. Borcu büyüterek gelecek kuşaklara aktararak kendisini kurtarmak artık onun birinci öncelikli hedefi haline geldi. Doğru ekonomik politikalar izlemeye başlamak, kısa vadede kaçınılmaz olarak büyük sıkıntılara ve büyük acılara sebep olur. Hâl böyle olunca iktidarda kalmak mümkün olmaz. İktidarı kaybettiğinde ise geriye yönelik bütün icraatları sorgulanmaya başlayacaktır. İşin ucu nereye varır bilinmez.
Dolayısıyla McKinsey bugün için gitmiş gibi görülse de küresel sermayenin dayatmaları Erdoğan tarafından birer birer yerine getirilecektir. Hiç kimse yabancı sermayeye karşı olduğumuzu zannetmesin. Gelip istedikleri gibi reel sektöre yatırım yapsınlar, olmayan fabrikayı kurup üretime başlasınlar. Bizim karşı olduğumuz, liderlerimizi kandırarak, ekonomiyi krize soktuktan sonra ucuzlayan varlıklarımıza bedavadan el koymalarıdır. Karşı çıktığımız konu, iş adamlarımızın iflas etmesi, işçimizin yabancının fabrikasında asgari ücretli köle, köylümüzün elin toprağında maraba olmasıdır.
Ülke olarak çok tehlikeli bir döneme girdik. Erdoğan, “tarih bizi öyle bir noktaya getirdi ki, ülkemizin kaderiyle partimizin kaderlerini birleştirdi. Allah korusun AK Parti'nin yıkılması, Türkiye için felaket olacaktır” diyor. Erdoğan bu sözüyle aslında kendi kaderinin iktidarda kalmaya bağlı olduğu itirafını yapıyor. Bu kadar sıkışmış bir liderin, hele ülkede fren ve denge mekanizması tamamen ortadan kalkmışken ne yapacağı belli olmaz. Bir adamın kendi geleceği için taviz vermesi koca bir milleti diz çöktürebilir.
Ekonomik krizle beraber aslında bir de siyasal kriz ile karşı karşıyayız. Ekonomik krizin yaratığı yokluk ve çaresizlik, toplumsal hareketleri tetikleyecektir. Bu süreçte Türkiye’nin kaderini kendi kaderine bağlayan Erdoğan’ın daha da otoriterleşme ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Her zaman yaptığı gibi kendi tabanını sıkılaştırmak için kendisine destek olmayanları, onu iktidardan indirmek isteyenleri, sanki ondan başka bu vatanı, bu milleti seven yokmuş gibi “vatan hainliği” ile suçlamaya başlayabilir. Allah korusun ülke, bu gerilimli ortamda bir de iç karışıklığa sürüklenebilir.
Bu şartlar altında Erdoğan’ın Türkiye’yi düze çıkarması mümkün gözükmemektedir. 16 yıl kesintisiz icraatın sonunda bu noktaya geldiysek, bundan sonra da bir şeylerin değişeceğini ummak akıllıca olmaz. Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz.
Kaynak: Osman BAŞIBÜYÜK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder