11 Ekim 2018 Perşembe

Güncel Ekonomik Durum Özeti-1


GÜNCEL EKONOMİK DURUM ÖZETİ-1
Konuya bir anımla gireyim. 1996 Yılında askeri bir gezi kapsamında Rusya Federasyonu’na gitmiştim. St.Petersburg’da askeri bir müzeyi geziyorduk. Bize eşlik eden Rus subay, müzede bir muharebe sahnesini anlatırken, muharebeyi nasıl kaybettiklerini, yaptıkları hataları, nasıl perişan olduklarını hiç çekinmeden tüm ayrıntısına kadar anlatmıştı. Üsteğmen rütbesinde genç bir subay olarak o zaman Rus subayın, yenilgiyi saklamadan anlatmasına bir anlam verememiştim. Kendi kendime ben olsam yabancı bir heyete kazandığımız bir savaşı anlatır, ülkemi onlara daha iyi ve daha güçlü göstermeye çalışırdım diye düşünmüştüm. Sonradan anladım ki Rus subayın yaptığı daha doğruymuş. Zaferleri değil, yenilgileri bilmek daha önemliymiş. Ancak bu şekilde tarihin tekerrür etmesinin önüne geçmek mümkün olabiliyormuş.
OSMANLININ BATIŞI
Osmanlı Devleti’nin en azından son 200 yılı hep yenilgiyle geçti. Her yenilgi sonrası adı “barış” olan bir anlaşma imzalanıyordu. İmzalanan her anlaşmanın içinde toprak kayıplarının kabulü, askeri, ekonomik ve politik alandaki dayatmalar vardı. Aslında her barış anlaşması, bir sonraki savaşın kaybını ve askeri, ekonomik ve politik alanda verilecek yeni tavizlerin zeminini hazırlamaktaydı.  
Osmanlı’nın yenilgilerinin ana sebebi, bilim ve teknolojide çağın gerisinde kalmasıydı. Bilim ve teknolojide geri kalınca verimli üretimden kopmuş böylece uluslararası rekabette geri kalarak dışa bağımlı hale gelmişti. “Dış güçler” işte bizim bu zafiyetimizden yararlanıyordu.
Osmanlı'da 16’ncı yüzyıldan itibaren paranın değeri hep düştü. Fiyat artışları ve yüksek enflasyon halkın omuzlarına bindi. 16’nıcı yüzyıldan itibaren devlet, para bulabilmek için sürekli vergileri artırdı. Böylece toplumu ayakta tutan köylü ezilmeye başladı(1). Osmanlı, 17’nci yüzyılda ise büyük bütçe açıklarıyla karşılaşmaya başladı. Bütçe açığını kapatmak için borç arayışına girdi. 1784'te Fas'tan, 1789'da da Flemenk'ten borç istediler. Bu girişimler sonuçsuz kaldı. Osmanlı, borç para bulamayınca, paradaki altın gümüş oranlarını azaltıp paranın ayarını düşürdü. Gümüş miktarı azalan paralar o kadar incelmişti ki halk arasında “paraya pul oldu” deyişi türedi(2). Sonunda para yokluğu Osmanlı'yı Batı karşısında diz çökmeye mecbur etti.
1838'de İngiltere ile imzalanan Baltalimanı Ticaret anlaşması, Osmanlı'yı açık pazar haline getirdi. Açık pazar haline gelen Osmanlı giderek üretimden koptu; tüketim toplumu haline geldi. Böylece kötüye gidiş daha da hızlandı. Padişahlar çareyi Galata Bankerleri ve dünyaca ünlü tefeci Rothshild ailesinden borçlanmakta buldu(3). Borç ödemekte sıkıntılar yaşanmaya başlayınca bankerlerde büyük devletlerin garantisi ve denetimi olmadan yeni borç vermeye yanaşmadılar. Bu sefer devreye 1854'ten itibaren İngiltere ve Fransa gibi Avrupa devletleri girdi. Her borç aldığımızda yeni tavizler vermek durumunda kalıyorduk. 1856'da yabancı sermaye yatırımlarına izin verildi. Böylece yabancılar memlekette işe yarar ne varsa satın almaya başladılar. Bu da yeterli olmayınca Osmanlı 1867'de yabancılara toprak satılmasına izin verdi.
Kaynak: Osman Başıbüyük

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder