4 Ocak 2019 Cuma

DÖVİZ KURU NEDEN YERİNDE DURAMIYOR

KUR NEDEN OYNAK

Çünkü tüm sektörlerde ciddi bir nakit krizi ile karşı karşıyayız. Kamuda, bankalarda, reel sektörde, hane halkında.

Bankacılık sektörününde özellikle  kamu bankalarında kredi daralması yıllık bazda yüzde 0,6 düzeyinde, özel bankalarda ise kredi hacmi yıllık bazda yüzde 17,6 küçülmüştür. 

En güvenilir büyüme göstergesi PMI endeksidir (50,0 üstü büyüme, 50,0 altı küçülmedir). Endeks, ekonomideki daralmanın giderek sertleştiğini gösteriyor.

Sizce kredi faizleri yükselince reel dünyadan gelen kredi talebi mi düştü? Kendimizi kandırmayalım. Reel sektör krediye muhtaç durumda, ama yatırım yapma telaşından değil. Borçlara takla attırmak ve “ne pahasına olursa olsun” günü kurtarabilme derdinde firmalar, başsız tavuk gibi çırpınıyorlar.

O halde niye kredi vermiyor bankalar? Çünkü “sermaye yeterlilik” denilen bir rasyo vardır. Bankacılığın “kırmızı çizgisi”dir. Bankacılık sektörü sorunlu kredileri (tahsil problemi olan) artınca karşılık ayırır, karşılık eksi bir kalemdir ve dönem net karını düşürür, düşen dönem net karı bilançodaki yerini aldığında özkaynağı negatif etkiler, özkaynak pay bölümünde olduğu için “sermaye yeterlilik” rasyosunu bozar. Bu rasyonun BDDK tarafından belirlenmiş zorunlu bir alt sınırı vardır, o sınıra yaklaşınca babanız gelse kredi açamazsınız.

Bankalar kredi açabilsin diye, Türkiye’de yüklü sıcak parası olan ve kurun kaderini tayin eden yabancı yatırımcının asabını daha da bozacak her yola başvuruldu. Sorunlu kredi tanımlamaları gevşetildi, olmadı. Varlık nedeni “işsiz emekçilere güvence sağlamak” olan İşsizlik Fonu’ndan kamu bankalarına kaynak aktarıldı, olmadı. Olmadı da olmadı. Şimdi çok tehlikeli bir uygulamanın arifesinde olduğumuzu görmekteyiz. 

Merkez Bankası Nisan ayında gerçekleştireceği normal Genel Kurul toplantısını 18 Ocak ’da Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı olarak yapacağını duyurdu. Bu karar, seçim öncesi siyasi popülizmin finanse edilebilmesi için Hazine’ye erken kaynak aktarımı yapılacağına yönelik şüphelere yol açtı. 

Enflasyonda kalıcı düşüş görülmeden ya da bir başka ifadeyle düşüş kalıcı hale gelmeden yapılacak faiz indirimlerinin, yarardan çok zarar getireceği gerçeği böyle bir eylem yapılabileceği endişesiyle döviz talebi yaratıyor.

Kurdaki yükselişin müsebbibi bunlardır.

Betonla büyümedir, ithalata dayalı tüketim ekonomisidir, eğitimin bilimsel anlayıştan uzaklaşmasıdır, kurumsal yapının yerle yeksan olmasıdır, liyakatın yerine sadakatın gelmesidir, bürokrasinin iki dudak arasında olmasıdır, siyasi ayağın ortaya çıkarılmamasıdır, özgürlükleri hiçe sayan ve giderek keyfileşen bir yönetim ortamıdır, dört ay önce terfi ettirilen komutanın kızağa alınması gibi ciddi yönetim hatalarıdır, cehaletin, karanlığın, çürümüşlüğün galibiyetidir. Maalesef Ulusların Çöküşünde (Doren ACEMOĞLU) belirtildiği üzere çöküşe giden yolu başlangıcıdır.

Sağlıcakla kalın,,

Sadık YILDIZ
İhracat Danışmanı

Kaynak: Erkin ŞAHİNÖZ
               Mahfi EĞİLMEZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder